öğrencilerle arkadaş gibi olan öğretmen

Diyince aklıma direkt bu gelir

entirileri okudum da böyle bi şey olsa hiç çekilmez amk

(bkz: ölü ozanlar derneği)

bence; öğretmen bu şekilde olduğu zaman öğrencilere bilgilerini daha iyi aktarır,daha iyi öğretir

lise sonda bi edebiyat hocam vardı. bıyıklarına kurban olduğum, lokum gibi adamdı. her türlü espiri, muhabbet vardı adamda. çok kral adamdı. bizi her zaman savunurdu. gerek entel bilgisi gerek siyasi tespitleri ile tadına doyum olmaz sohbeti vardı. kaçak çay hastasıydı :)) (bkz: özledim lan özledim )

hiç gerek yok böyle şeylere herkes konumunu mevkisini bilsin işini yapsın çıksın dersten.gereksiz bir samimiyettir.

9. sınıfta hem sınıf hocamız hem de ingilizce olan adamdır. okulda tüm öğrenciler tarafından sevilir. nöbetçi olduğu günlerde mutlaka sohbet ederiz, beni gördüğü yerde bana takılmadan etmez, yeri geldiğinde dersi beraber anlatmışlığımız vardır, sigara içenlerle içmişliği vardır. efsane bir adamdır kendisi. o adamdan sonra hiçbir ingilizce öğretmeniyle anlaşamaz oldum. derslerine katılasım gelmiyor. yine aynı sene tanıştığım matematik hocası da buna örnek. adam çok disiplinli biri olmasına rağmen o kadar içten ki sizinle beraber dans eder, okulumuzun etkinliklerinde çalan şarkıları o seçer, bahar şenliklerini kendisi düzenler ama bunların hepsi gençler için yapılmıştır. ayrıca kendisi bir iphone delisidir, oturup saatlerce konuşabilirsiniz. ama konuşurken telefonunuza el koyar, siz ne olduğunu anlamazsınız. mesleğinin en iyilerindendir. para toplatıp derslerinde doğum günü partisi yaptırır, pasta kestirir, kendisi bile ödemiştir paramız yetmediğinde. bu adam sayesinde 23den 88e yükselttim matematiğimi. bir de okulumuzun dil anlatım hocalarından birisi tam olarak öğrencilerin içine karışır. kendisiyle tiyatro çalışmasında tanıştık. ellilerinde olmasına rağmen ruhu benden daha genç bir adam. eşi müdür yardımcısıydı, sayesinde az kaçmadık derslerden. okul dışında beraber tiyatrolara gideriz sürekli. konserlerden sergilere tüm etkinliklerin duyurusunu yapar, götürmeyi teklif eder, bilet ayarlar. sayesinde çok güzel oyunlar izledik.

iyi bir birey olmanın da ötesinde iyi bir eğitimcidir. yalnız çok hassas bir denge vardır bu konuda. çizgiyi biraz aşarsan kontrolü yitirebilirsin. ateşle oynamaktan farksız durum. öğretmenlik zor zanaat. başta sözlüğümüzdeki hocamız shevchenco olmak üzere tüm bu yolda yürüyen değerli insanlara , kutsal insanlara inanılmaz büyük saygı duyuyorum. iyi nesiller iyi insanların elleriyle yetişir.

lise bittiğinde güzel anılarınızın kaldığı hocalardır. benim aklimda kalan bir gün kavga etmek için başka bir okulun çıkışına gidicez ama 1 ders erken gitmemiz lazım yoksa yetişemicez. ders fizik hocam blok yapalım cart curt gitmemiz lazım yalvarıyoruz. olayı anlatın 1 ders erken salıcam anlattık bir ders erken çıkardı bizimle o okula kadar geldi abartmadan dövün diyerek köşede sigatasini yaktı bizi bekledi

benimki edebiyattan değil .d .d tarih hocamdı tüm öğrencilerle arkadaş gibi olan. derdini mi anlatmak istiyorsun? git anlat ya da sen anlatmadan direkt anlasın derdin olduğunu ve "neyin var hayatım?" diye sorsun. en serseri öğrenci bile dersinde sessiz sessiz otururdu. derdi zaten "dersimi isterseniz dinlemeyin, sonuçta sınavda giren size girecek ama dersi dinleyenler var, onlar için en azından sessiz olun dersimde" diye. bazen laf sokardı, maksat espri yapmaktı ve ayarı yiyen öğrenci asla kin gütmez, gülerdi. çünkü hoca sevdiği öğrencilere zaman zaman takılırdı böyle, gerçi sevmediği öğrenci yoktu sadece konuşmadığı öğrenciler vardı. o da öğrenci konuşmadığı içindi. --- muhakkak anlatmışımdır uzun aradan sonra onunla yaptığım kısa görüşmeyi. fıtrat işte, elimde dondurmayla ara sokaktan evime doğru giderken karşıma çıktı. "oğluuuuuummm" diye diye geldi, sarıldık birbirimize. okulumu, bölümümü, hayatımın nasıl gittiğini... kısacası her şeyi sordu. ben de bir yandan "ulan elimde dondurmayla en sevdiğim hocamla karşılaştım :/" diye düşünürken, diğer yandan hocamla sohbet ediyordum (neyse ki üstüm başım düzgündü). --- not: utanmasam yanaklarından bile ıstırırım da, olmaz.

editör olamazsam, ileride olmak istediğim öğretmen tipi. bir öğretmen icin ders anlatmak, sevilmekten önemli olmamalı zira sevilmeyen öğretmenin dersi dinlenilmez. öğrencilerinin sıkıntılarını, sevinçlerini paylaştığın anlar özel olmalıdır bir öğretmen için zannımca. dersine önem verdiği kadar onları hayata hazırlamaya çalışmalıdır. öyle tavsiyeler vermelidir ki sosyal yaşantısında ilişkilerini iyi kurabilsin, sorunlarını çozebilsin. sonuçta o çocuk belki ailesine anlatamadığı bir şeyi sana anlatabilme yakınlığını bulacak sende ? belki ailesiyle sorunları var ve bunları içine atmaktan patlayacakken sen kurtaracaksın onu ? hiç problemi yoksa aranızda oluşan o samimiyet sayesinde senden "vay aq hocası böyle böyle yaptı" diye değil de, "yaa böyle bir hocam vardı, ne güzel insandı" diye bahseder yani. uzun lafın kısası; öğrencilerine verdiği sert disiplin yanında onlarla eğlenmeyi de bilen öğretmen tipidir. matematiktan nefret ederim ama benim matematik hocamdır. canım hocam.

bir süre sonra öğrencilerin laubali tavırları yüzünden öğretmen tarafından son verilen durum genelde öğrencilerin iyi niyetli öğretmeni sömürmesi ile sonuçlanır

kesinlikle öğrencinin derse katılımını yükseltiyor. tarih öğretmenimle her konuda konuşuruz ve bunu resmen iki arkadaş gibi yaparız. oturup çay içer konuşuruz -ki buna sözlük de dahil, yazar olduğumu biliyor- ve ortalamam geçen seneye göre çok çok yukarıda. ilk defa bir defterimi tam tuttum. ayrıca, bir ara tarih öğretmenliği gibi bir hedefim bile vardı.

okulda derslerle ilgisi olmayan arka sıraya geçip yatan öğrenciler bile bu mükemmel öğretmenin dersini dinler, uyumaz, sınavları iyi gelir.

ay hadi inşallah bende o öğretmen olmak istiyorum 😇

sanırım edeniyatçılar boyle genel olarak.bizinde edebiyat hocamız vardı.esprili,ağzı bozuk,cana yakın.çok kral adamdı.pastanede oturmuş çay içiyoruz sadece.para yok tabi.geldi bize tatlı ısmarladı.öğrencilerin sigara içtiği gizli yerde sigara içer bu teneffüs sıra bende siz sonra gelin derdi.çakmak,dal verirdi.mezun olduk ama seneye rakı sofrası hazırlayacak soz verdi.

lise zamanları lise sondayım okula yeni mezun bir edebiyat ögretmeni geldi derslere o giriyordu. neyse ben tabi terste hınzırlıklar şakalar vs derken bu hocayla tutulduk birbirimize. sınavda boş kağıt verirdim evde doldurur 100 lük kagıt yapardı, tenefüslerde sigara verirdi caktırmadan. ismi nurdan idi. sanırım evlendi soyadı değişti facebooktan arıyorum sürekli bulamıyorum. bi bulsam yarım kalan aşkımızdan bahsedicem.

sanat tarihi örtmenim,taner tunga resmen abim gibiydi,yeri gelir okula lahmacun söylerdik yeri gelir resim derlerinde çiğ köfte partisi yapardık bir çok zamanda bana yön berdi sevverim kendisini,şimdi bi oğlu var dünnnya yakışıklısı dingil,böyle hocalar varsa hayatınız da iletişimi koparmayın derim ben

Bir lise öğretmeni olarak deneyimlediğim en güzel şeylerden biri. Yaş olarak öğrencilerimle yakın olduğum için onların dilinden anlıyor ve olaylara benzer tepkiler veriyorum. Bunu samimiyet kurmak için bilinçli şekilde yapıyorum, etkili de oluyor bence. Lise zamanlarımı o kadar özlemişim ki öğrencilerimle arkadaş gibi olmayı biraz da bu yüzden seviyorum. İçi geçmiş öğretmenler odasında oturmaktansa koridorda onlarla boş sohbetler etmeyi her zaman tercih ederim...

Bundanim var 2 tane. İkisini de çok seviyorum ve hâlâ görüşüyoruz. Birisi zaten ders verdiğim atölyedeki öğretmen (artık arkadaşız) diğeri liseden sınıf öğretmenim. İlişkiler, özel hayat her şeyimizi birbirmize anlatırız, dertlesiriz. Çok özel bir şey bu benim için. Çünkü öğretmen- öğrenci ilişkisi arasındaki ciddilik bu şekilde arkadaşlık lişkisine dönüşünce insan seviniyor. Güven verdiğini hissediyor...

bir noktadan sonra ciddiyetinizin azalmasına neden olabilecek durum. ipleri dengede tutmak gerekiyor.

kuru otlar üstüne izlediyseniz olmaması gerektiğini anlarsınız, izlemeden de anlamak gerekir de neyse...

Mükemmel bir şey bayılıyorum. Şu ana kadar birkaç tane böyle hocam oldu. Sohbetleri, esprileri, ellerinden geldiği kadar yardımcı olmaları ayrı mükemmel zaten. Yine de bir sınır bilmek lazım saygısızlık yapmamak için. Onun dışında bence sıkıntı olacak bir durum değil. Böyle hocaların hepsini kucaklamak istiyorum.

fazla samimiyet laubalilik getirir.çizgiyi bilmek gerekir diye düşünüyorum.

Öğrencilerim hem biraz çekinirlerdi hem de birlikte çok güzel vakit geçirirdik. Öğretmenlik yaptığım yıllarda… Disiplin olmazsa olmaz ama bunu korkutarak değil de sevgiyle sağlamak gerekir. Öğrenci zaten sevdiği öğretmene saygı da duyuyor ve gerisi sıkıntı olmuyor. Bu sayede uzun yıllardır görüştüğüm öğrencilerim de var. İyi bir öğretmene denk gelmenin çok büyük bir şans olduğunu her zaman düşünmüşümdür. Zaten hayatın çocuklara hayal borcu varken bir de aşırı kuralcılık ya da aşırı samimiyetle onların dünyalarında kötü izler bırakmamaya hep gayret etmişimdir.